The Guardian’dan Simon’un haberine göre, Rusya her ne kadar Ukrayna’yı işgal planlarına red yanıt vermiş olsada askeri hareketliliğini açıklayamıyor.
Geçtiğimiz hafta Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ile Putin yüz yüze görüşmüşlerdi. Hatta akabinde ABD Başkanı Biden ile telefon görüşmeside yaptı. Ama iki görüşmede de savaş söylemlerini reddetti. Öyle bir niyetlerinin olmadığını belirten Putin, Ukrayna sınırına da 130 bin askeri gücünü yışmış olması ise kafaları karıştırıyor.
Avrupa ülkeleri gerçekten Rusya‘ya inanmıyorlar. 130 bin askerin sınıra yerleştirilmesini bir savaş hazırlığı olarak görüyorlar. Diğer gündemimiz ise FED faiz kararı olacaktır.
Peki Putin, Ukrayna’dan Tam Olarak Ne İstiyor?
Çoğu kişinin aklında olan bu soruları maddeler halinde kaleme aldık. Gerçekten Putin‘in Ukrayna‘dan ne istediğini anlamak için aşağıdaki maddeleri irdelemek lazım.
- Ukrayna’nın Avrupa’ya yakınlaşmasını istemiyor. Sonuçta Sovyet Rusya parçası olarak bakıyor Ukrayna’ya!
- Avrupa ile ticaretinin güçlenmesini istemiyor. Bu da Ukrayna’nın her açıdan Avrupa’ya ciddi entegrasyonunun yolunu açan bir durum.
- Ukrayna’nın NATO‘da olmasını asla istemez.
- Aynı şekilde Avrupa Birliği‘nde de olmasını istemez.
- Rusya’nın Sovyet Birliği düşüncesi hala canlı olarak duruyor. Rusya ondan ayrılan Litvanya, Estonya, Belarus, Ukrayna’nın tekrar Rusya’ya bağlanmasını istiyor.
- Eski gücünü istiyor. Sovyet Birliği zamanındaki gücünü tekrar oluşturmak amacında.
FED ‘in Mart ayı kararı ne olacak?
Enerji fiyatlarındaki artış, hala devam etmekte olan pandemi ve tedarik sorunları nedeniyle baskılayan enflasyon karşısında merkez bankalarının yarattığı belirsizlik ortamı riskli varlıkları negatif etkiliyor. Bitcoin’de riskli bir varlık olduğu için yönünü aşağıya çekmesi normaldir. Amerika son 45 yılın en yüksek enflasyonunu yaşadığı bu dönemde ve FED’in şubat ayında toplantısının olmaması olağanüstü toplantı icra etmeye zorlaması durumu negatife çekiyor. Tüm bunların yanı sıra Mart ayında 25-50 bp faiz artışı bekleyenlerin oranı, 50-75bp faiz artışı bekleyenlerin oranının gerisinde kaldığını görüncede değişkenlerin farklı davrandığını görebiliyoruz.
