Faiz artırımı olacak mı?

Puan Verin

Türkiye’deki ekonomik kriz derinleşirken, gözler 19 Kasım’daki toplantıya çevrildi. Yabancı sermaye akışı için faiz artırımına ihtiyaç var.

Fırsatlar
Lider Kripto Para Borsası Binance Yeni Üye Olan Kullanıcılara %5 Komisyon İndirimi Veriyor.350+ Kripto Parayı Güvenle Alın Satın
Sınırlı SüreliHuobi Yeni Üye Olan Kullanıcılara 700 USDT’ye Kadar Hoşgeldin Hediyesi Veriyor.Üye Ol-Görev Tamamla,Fırsatı Yakala
Sitemizden Huobi’ye Üye Olan Kullanıcılara Özel KampanyaÖMÜR BOYU İNDİRİM
Her Gün Airdrop Çekilişine Katılın 1000 Dolara Kadar Ödül Kazanın!

Türkiye’deki ekonomik kriz vitrindekilerin değişmesiyle düze çıkacak gibi değil. Siyaset ve hukuk güven vermeden yabancı sermaye gelmez.

Türkiye ekonomisindeki kırılganlıklara bir yenisi eklendi. Pandemi süreci dünya piyasalarını olduğu gibi Türkiye’deki sermaye dolaşımını da olumsuz etkiledi.

Türkiye ekonomisini kim yönetiyor?

Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın istifası ve Merkez Bankası Başkanı Murat Uysal’ın görevden alınması aslında Türkiye ekonomisinde yaşanan hassasiyetin ya da kriz durumunun bir dışa vurumuydu. Görev değişimi ya da görevden almaların gerisindeki saikler henüz tam olarak gün yüzüne çıkmamış olsa da Berat Albayrak’ın Hazine’nin başında olması onun bu görevi tek başına ya da bu görevde en yetkili kişi olduğu anlamına gelmiyor. Zira, Cumhurbaşkanlığı hükümet Sistemi’nde yetkilerin toplandığı tek elin kim olduğu ortada. Haliyle ekonomide bir başarı ya da başarısızlıktan birinci derecede sorumlu olan da haliyle Cumhurbaşkanı Erdoğan oluyor.

Faizler artacak

19 Kasım’da yapılacak toplantıda verilecek karar da aslında tamamen Erdoğan’ın isteğine göre şekillenecek. Yalnız bir yandan faizler düşsün diye sürekli değerlendirmeler yapan Erdoğan’ın 3-5 puan faiz artışı yönünde karar vermesi şaşırtıcı olmayacaktır. Çünkü küresel sermaye için cazip koşulların oluşması için bu şart. Türkiye ekonomisindeki kriz halinin hiç değilse biraz olsun dizginlenebilmesi için yabancı sermaye girişinin gerçekleşmesi gerekiyor. Bunun için de yabancı sermayenin iştahını açacak bir faiz artışı iktidarın istemeye istemeye atması gereken bir adım olacaktır.

Sermaye yoğunluğu çıkış arıyor

Çünkü bunu belirleyen, kişilerin öznel değerlendirmeleri değil kapitalist dünya ekonomisinin genel işleyiş ilkeleridir. Sermaye yoğunluğunun had safhada olduğu emperyalist odaklardan az gelişmiş ya da orta gelişmiş ülkelere doğru bir sermaye akışının temelinde sermayenin kar güdüsü yatmaktadır. Sermaye karlı alanlara akar. Bu küresel sistemin ekonomi politiğinin ABC’sidir. Bunu bilmek için iktisatçı olmaya gerek yok. Basit bir mahalle bakkalı da sıradan bir köylü de bu mantığı günlük yaşamında defalarca deneyimlemiştir.

Fırsatlar
Lider Kripto Para Borsası Binance Yeni Üye Olan Kullanıcılara %5 Komisyon İndirimi Veriyor.350+ Kripto Parayı Güvenle Alın Satın
Sınırlı SüreliHuobi Yeni Üye Olan Kullanıcılara 700 USDT’ye Kadar Hoşgeldin Hediyesi Veriyor.Üye Ol-Görev Tamamla,Fırsatı Yakala
Sitemizden Huobi’ye Üye Olan Kullanıcılara Özel KampanyaÖMÜR BOYU İNDİRİM
Her Gün Airdrop Çekilişine Katılın 1000 Dolara Kadar Ödül Kazanın!

Sermaye karlı alanlara akar, yatırımcı güven arar

Evet, tam da bu nedenledir ki, ülkeye yabancı sermaye akışının olması gerekiyor. Peki, bu nasıl olacak tabii ki, onlara sunulan cazip koşullar sayesinde. Paradan para kazanmak için çırpınıp duran uluslararası sermaye için faizler arttırılacak. İki kere iki dört. Tabii ki, tek başına faizlerin arttırılması da yetmez, çünkü sermaye güvenli liman arar her zaman. Para istikrar arar. Ekonomik istikrar ise ülkedeki siyasal iktidarla atbaşı gider. Siyasal istikrarın olmadığı yere ekonomik istikarı ne yapsanız oturtamazsınız. Bunun lamı cimi yok. Para güvence ister. Nasıl ki, bankalar müşterilerine kredi verdiklerinde kredinin geri dönüşünü güvencelemek için olmadık teminatlar istiyorsa, emperyalist sermaye de parasının geri dönüşünün güvencede olduğunu görmek ister.

Yabancı para ne için gelir?

Küresel sermayeye güvenceyi verecek olan da siyasi iktidardır. Bunu sağlamadan dışarıdan para ya da yatırımcı akışını sağlayamaz. Siyaseten bir kişinin verdiği sözün uluslararası ilişkilerde bir hükmü yoktur. Uluslararası ilişkiler sürekli olarak çıkarlara göre değişkendir ve her zaman için kurumsal işleyişlere tabidir. Günübirlik değişimler ya da zikzaklar küresel piyasaları tedirgin eder. O yüzden de ülkedeki kurumların itibar kaybını gidermeden, kurumların özerkliğini sağlamadan yabancı paranın ülkeye gelişini sağlayamazsınız.

Siyaset güven vermeden ekonomi düzelmez

Ekonomi temeldir, sistemin altyapı kurumudur. Siyaset, hukuk ise üstyapı kurumalarıdır. Son tahlilde ekonomi belirleyici olsa da siyaset ve hukuk ekonomi üzerinde belirleyici etkide bulunur. Kapitalist ekonomi politiğin temel yasasıdır bu. Siyasal güç ekonominin üzerinde yükselir ama dönüp onun üzerinde de etkide bulunur. Siyaset anlayışı, hukuk normları oturtulmadan ekonominin düze çıkmasını beklemek hayaldir. Çünkü ekonominin kriz hali yaşaması siyasal krizin bir sonucudur. Ve bir şey nereden bozulmuşsa tamirine de oradan doğru başlanır.